Sanal Gerçeklik ile Eğitim





 

 

Geçtiğimiz aylarda Çek Cumhuriyetindeki bir okulda oldukça çarpıcı bir deney yapıldı. Kalem ve kağıt yerine öğrenciler kendilerini taktıkları VR başlıkları (Oculus Rift DK2) aracılığıyla el hareketleriyle etkileşime geçebildikleri büyüleyici bir eğitim deneyiminin içinde buldular. World of Comenius adındaki proje ismini ünlü bir Çek filozof ve eğitimcisi olan John Amos Comenius'tan alıyor (Commenius'un Dünyası)

World of Comenius öğrenme deneyimini zenginleştirmek adına hayata geçirilen bir proje. Proje kapsamında Çek Cumhuriyetinin Opava şehrindeki Mendel Dil Bilgisi Okulundaki bir sınıfa Leap Motion sensorleri takılı Oculus Rift DK2 bağlı yedi adet bilgisayar yerleştirildi. Okul öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda, gelişen teknolojileri bünyesine adapte etmek ve yeni öğretme yolları keşfetmek konusunda önemli bir geleneğe sahip.

Bu etkinlik çerçevesinde öğrenciler sanal biyoloji ve anatomi derslerine katıldı. Oculus Rift takan öğrenciler tamamen etkileşimli kemikler ve organların bulunduğu sanal bir sınıfın içine girdiler. Bu sanal evrenin içine giren öğrenciler maddeleri ellerini kullanarak dilediklerince hareket ettirebiliyorlar. Leap Motion kızıl ötesi ışınlarla elinizin hareketlerini ve jestlerinizi saptayarak bunları komut olarak gönderiyor. Örneğin yumruğunuzu sıkmak etrafınızda oluşan dünyayı kendinize doğru çekmenizi sağlıyor. Bir nesneyi parmağınızla göstermek onu seçmenizi sağlıyor ve bu sayede de bu nesneyi sanal düzlemde dilediğinizce oynatabiliyorsunuz. Oculus Rift'in konum algılayıcıları sayesinde kullanıcılar nesneleri daha iyi görebilmek adına etraflarında döndürebiliyorlar. Tüm bunlar World of Commenius'un işleyişini "sezgisel" diyebileceğimiz bir boyuta çıkartıyor. Herhangi bir fare, klavye ya da karmaşık bir kola ihtiyaç duymadan, öğrenciler tıpkı gerçek hayattaki gibi sanal ortamda el hareketleriyle etkileşime geçip diledikleri gibi nesneleri kaldırıp, inceleyebiliyor, bu nesnelerin yerlerini modellerin üzerinde değiştirebiliyorlar.

 

Birçok öğrenci Oculus Rift ve sanal gerçekliği ilk kez deneyimleme imkanı buldu ve öğrencilerden hem sanal gerçeklik hem de projenin geneli oldukça olumlu tepkiler aldı.

Leap Motion'ın izleme teknolojisi kimi zaman takılmalar yaşasa da öğrenciler bu uygulamayı dakikalar içinde nasıl kullanmaları gerektiğini tek başlarına öğrenip bunu da diğer arkadaşlarına rahatlıkla aktarabiliyorlar. Bunun da ötesinde teknolojinin yardımıyla sınıfta oluşan bu yardımlaşma ve işbirliği atmosferi bu tarz bir tecrübenin sınıf üstündeki olumlu etkisini de kanıtlıyor.